25 Haziran 2014 Çarşamba

Anılar anılar anılar..İnsan neden hep gece yarıları hatırlar geçmiş günlerdeki yaşadıklarını ? Çok tuhaf. Sanki beynimi kemiren birşeyler var içimde. Sanırım özlemek böyle birşey. On yıl önce ya da yirmiyıl önce ki yaşadıklarım geliyor aklıma. Top peşinden koşturmalarım, annemin peşime sopayla gelmeleri, haber vermeden denize kaçmalar, akşam yiyeceğin dayağı bilerek yine yine aynı şeyi tekrarlamak... Ne güzeldi ya. İnsanın istediği gibi bir çocukluk yaşaması gerçekten zor aslında. Hele geçim derdi sizi vurmuşsa gel de yaşa çocukluğunu.. Biz de yaşayabildiğimiz kadar yaşamaya çalıştık işte.. O yüzden sanırım erken olgunlaştırdı hayat bizi. Yaşıtlarımız bilye oynarken saklambaç oynarken biz atılmışız yaşam kavgasına. Tren kapılarında yolculuk ettiğimiz o günler ne kadar da heyecan ve aksiyon doluymuş.. İnsan hatırladıkça özlüyor o günleri..
Vay be.. Düşündükçe geliyor öyle işte..Hiç büyümeseydik diyorum bazen. Ama işte dediğimiz gibi yerinden saymıyor zaman.

24 Haziran 2014 Salı

Bazen dinlediğin parçada öyle birşey yakalar ki seni, içinden çıkması epey güç olur..
Her şey gözünün önüne an be an gelir, güzel anları hatırlarsın. Bazen kötü anılar canlanır. Böyledir hayat. Umulmadık anda mutluluk dolar içinde, peşinde adı konulamaz acılar gelir peşi sıra.Hatırladıkça batar içine, için acır. Dedik ya böyle işte o körolası bağzı parçalar.

10 Haziran 2014 Salı

   Bu günlerde çok tuhaf bi koşuşturma içerisine girmiş durumdayım.. Aslında nasıl bir yol izlemem gerektiği konusunda da pek bi fikrim yok. Sıraya koyacak olursak, ilk önceliğim şu anda evelenmek gibi duruyor. Ama daha önemlisi almak istediğim kırtasiye. Şu kredi işini halledebilirsem sanırım herşey yavaş yavaş yoluna girecektir.
   Bazen yaşadığın zamana yaşadığın hayata lanet edersin ya, dilinden dökülen her sözcük küfre dönüşür ya, işte öyle bir gündeyim bu gün. Nereden başlasam bilemedim. Sabah öyle huzursuzca kalktım yataktan ve birşeyler atıştırdım.Çocuklar evden çıktılar ve bende bi süre sonra sağlık ocağına gittim geldim. Öğle vakti kucağımda laptop ile otururken zafer geldi. Belli kafası güzel, çekmiş yine o pis şeylerden geldi oturdu yanıma. Konuşuyor ama ne dediğini bilmeden öyle saçmalıyor yani. Sinirden kalktım gittim süpürgeyi açıp ortalığı süpürdüm. Anne evde olmayınca bu iş bana düşüyor en büyük olarak haliyle.. Biraz süpürdüm sonra kahve yapıp çatıya çıktım. Öyle etrafa bakarken bahçeden yukarı doğru küçük kardeşin geldiğini gördüm. Belli ki o da kafayı bulmuş ama nasıl bir bulmaksa adam ayakta zor duruyor. İndim yanına bi kaç soru soruyorum. Kafa gitmiş. saat kaç diyorum yedi diyor, nerden geliyorsun diyorum işten geliyorum diyor. Çıldırmamak elde değil arkadaş. Çıkardım bunu bahçeye. Zafer efendi de yanında duruyor. Konuş diyorum çıt yok. İyice deli oldum. Aldım elime kovayı iki kova suyu boca ettim başından aşağıya. Dedim kendine geldin mi, istermisin bi tane daha. yok. Ayağa kaldırmaya çalışıyorum kalkmıyorda. diğeriyle de laf dalaşı devam ediyor bu arada. kalk götür içeri diyorum o da bana laf sokmaya çalışıyor. Adamlar hem suçlu hem güçlü, böyle birşey görmedim ben arkadaş.
   Bu adamları böyle davranmaya iten nedir arkadaş Nedir ya ? Biri çıkıp desin ki şu sebebten böyle davranıyorlar anlarım. Ama bu adamların bu hale gelmesine sebep olacak bir şey yaptığımızı düşünmüyorum. Aynı evde yaşayıpta bu kadar ayrı ayrı insanlar olmak çok çok enteresan. Beynim durmuş durumda. Sanırım bu iş peni pskolojik olarakta epeyce yıpratacak. Zaten şu anda epeyce yorulmuş durumdayım. Rahatsızlığım da huzurumu kaçırmış durumda. Şu evlilik işini de nihayete erdirsek belkide bu kaygılardan kurtulmuş olurum..

7 Haziran 2014 Cumartesi

Dilden Dile Titreşimler : 468)01.06.2014 (Destekçi: Handan Baykal)ElmaAttım ...

Dilden Dile Titreşimler : 468)01.06.2014 (Destekçi: Handan Baykal)ElmaAttım ...: 468) 01.06.2014 (Destekçi: Handan Baykal) Elma Attım Yuvarlandı -  Ezgi Köker                              Bugün Ayın Işığı -  Erdal A...

4 Haziran 2014 Çarşamba

   Yine günlerden çarşamba.. Diğer gülerden bi farkı yok aslında. Uyandığım her gün sanki daha fazla sorunla güne başlıyorum. Gün geçmiyor ki yaşamımıza yenisıkıntılar yeni sorunlar eklenmesin. Sanki bizde bunu bize çeken bi tılsım var. Çok garip. Bazen memleket derdi, bazen ana baba hasreti, bazen arkadaş derdi derken ekleniyor da ekleniyor. Hani önceden sorunumuz yok muydu ? vardı tabi. Büyüdükçe daha da büyüyüor sorunlar.
   Bu ara bi dükkan sevdasına düştük bakalım alabilecekmiyiz. Yıllardır iş hayatındayız. Belki işletmecilik daha zordur. Ama insan risk almadan da hiçbirşekilde büyüyemez. Artık kabuğumuzdan çıkıp sıyrılmamız ve hayatla savaşmalıyız.. Birşeyler başarmanın yolu ancak budur.. Ticaret her zaman risklidir belki risk almak için biraz geciktik ama yinede hiçbir zaman geç değilidir. Ya batacam ya çıkacam kararım kesin.
   Kredi için haber bekledim ama bu gün maelsef haber alamadım. Sanırım kadirinde bu gün işleri biraz sıkıntılıydı. Ondan ötürü bu günü pas geçtik. Yarına bakacaz artık..

3 Haziran 2014 Salı

Vay be.. Yazmayalı ne kadar da zaman geçmiş yine.. Son yıllarda aslında anlatılacak kelimelere dökülecek o kadar çok şey yaşadım ki, sanırım bunları yazacak zaman bulamadım. Neyse bi yerden de başlamak ta gerek di mi. Geçen yılın haziranından başlayan olaylar bütün ülkeyi sardı. Memleketin her yeri yangın yeriydi. Hala da yangın yeri. Vurulanlar gözlerini kaybedenler sakat kalanlar...Hangisini yazsak acımız yeniden tazeleniyor..Ama unutursakta bize yazıklar olsun..
    Gezi parkı iktidara karşı olan bütün toplumu birleştirdi diyebiliriz. Başımızdaki diktatöre karşı verilen bu savaş bir nebze olsun etkili oldu. Polisin amansız şiddetinini de gördük, sağcının solcuya kayıtsız şartsız yardım edişinide..
 Böyle geldi geçti günler. Koca yaz ülkede kaos ortamında geçti..Peşinden sonbahar ve çok fazla karı olmayan bir kış ayı.. Mevsimler bile o kadar anlamsız oldu ki artık.. Ne baharın ne kışın tadı var..
Neyse döneceğiz sana bloger yine

Şimdilik hoşçakal..